Türk melodramlarının mihenk taşı Acı
Hayat, sadece basit bir aşk hikayesi değil, aşklarını, sosyal
çatışmaların arasında yaşamak zorunda kalan, hatta aşklarını buna kurban
veren insanların, yürek burkucu hikayesidir.
Acı Hayat, 1962 yılında nasıl yıldız yaratan ve yıldızları daha da
parlatan bir proje olduysa, bugünkü Acı Hayat da aynı yolda ilerlemeyi
hedefliyor.
İstanbul'un varoş mahallelerinden birinde yaşamakta olan, kaynakçı
Mehmet ve manikürcü Nermin birbirlerini ölesiye seven iki gençtir.
Evlenip yuva kurmak istedikleri halde parasızlık yüzünden sürekli zorluk
yaşarlar.
Yoksulluk üzerlerine bir kabus gibi gelir. Kader, adeta bu iki sevgiliyi
birbirlerinden koparmak için ağlarını örmektedir. Nermin gün geçtikçe
yoksulluğun onu ittiği umutsuzluğa kapılmakta, Mehmet ise bütün
uğraşlarına rağmen Nermin'i mutlu edecek bir gelecek için ikna
edememektedir.
Nermin mutlu olacağına dair tüm inancını yitirmeye başladığı bir
dönemde, cemiyet hayatının ünlü isimlerinden birisi olan Belkıs
Özmermercioğlu, manikür yaptırmak için Nermin'i ihtişamlı malikanesine
çağırır. Belkıs, bu ihtişamlı malikanede; kocası Sefa, kızı Filiz ve
ünlü bir playboy olan oğlu Ender'le yaşamaktadır.
Ender, kız kardeşi Filiz'le aşk üzerine girdiği küçük bir münakaşanın
ardından, bir iddia kazanmak uğruna Nermin'i gözüne kestirir. Bu olay
umutsuz bir aşkı taşımaya çalışan Nermin'in kaderini değiştirir. Ender,
başta zararsız görünen, ancak sonrasında Nermin'in hayatını cehenneme
çevirecek taktiklerle, genç kızın hayatına bir daha çıkmamak üzere
girmeyi başarır.
Nermin zengin ve ışıltılı bir dünyaya doğru gün geçtikçe yakınlaşmaya ve
bunun bedeli olarak hayatının aşkı Mehmet'ten uzaklaşmaya başlar.
Mehmet için ise, artık hayatta tek bir önemli şey vardır; intikam.
Yoksulluk yüzünden kaybettiği aşkının intikamını alacaktır. Bunun da tek
bir yolu vardır; zengin olmak! Hem de ülkenin önemli zenginlerinden
birisi olan Ender ve ailesini önünde diz çöktürebilecek kadar güçlü bir
zengin olmak... |